11 Temmuz 2021 Pazar

 ŞAHIS ŞİRKETLERİ NELERDİR.

Belli sayıdaki kişilerin ortak menfaatler doğrultusunda kurdukları ve sorumlulukların şahsi olarak onaylandığı ortaklıklara şahıs şirketi denir.

Şahıs şirketleri tek kişi tarafından kurulabildiği gibi, birden çok kişi tarafından da kurulabilir. Şahıs şirketlerinde ortaklar gerçek kişidir ve şirketin borçlarından mal varlıklarıyla yükümlüdürler. Şahıs şirketleri çok kolay ve kısa sürede kurulabilir. Buna karşılık ortaklıkların devredilmesi güçtür.

Türk Ticaret Kanunu (TTK)'na göre şahıs şirketleri üçe ayrılır:

  • Adi şirketler
  • Kolektif şirketler
  • Adi Komandit şirketler

Şahıs şirketi tüzel kişiliğe sahip olabilir mi?

Şirket türü adi şirket ise gerçek bir kişi ile kurulması gerekmektedir. Şayet şirket türü komandit ise hissedarlardan biri tüzel kişiliğe sahip olabilir.

Şahıs şirketlerinin daha çok tercih edilmesinin nedenleri nedir?

Şahıs şirketlerinin girişimciler tarafından daha çok tercih edilmesinin nedenleri; düşük masraflı olması ve kolay kurulabilmesidir.

Şahıs şirketi kurmanın avantajları nelerdir?

  • Gelire göre kademeli vergi sisteminin olması
  • Maliyetinin diğer şirket türlerine göre düşük olması
  • 2 iş günü içerisinde faaliyete geçebilmesi
  • Kapanış işlemlerinin 1 günde yapılabilmesi
  • Düşük defter tasdik ücretleri
  • Düşük mali müşavir veya muhasebeci ücreti

Şahıs şirketi kurmanın dezavantajları nelerdir?

  • Diğer şirket türlerinde vergi oranı %20 iken, şahıs şirketlerinde gelir yükseldikçe kademeli vergi oranı uygulandığı için %20 ile % 40 oranında değişmektedir.
  • Bankalar nezdinde diğer şirket türlerinin itibarı daha yüksektir. Kredi ve sanal pos başvuruları daha kolay onaylanır.

Şahıs şirketinde ortaklıktan ayrılma

Şahıs şirketlerinde hissedarlardan bir tanesi ortaklık payını satmak veya devretmek istediğinde, diğer tüm iştirakçilerin onaylaması gerekmektedir. İcazet verilmeyen devir işlemlerinde şahıs kendi hissesini satamaz veya devredemez.

Girişimci bakımından dinamik yapının cezbedici olmasına karşın yatırımcı açısından hissedarlık değişkenliğinin zor olması, şirketleşmenin devamlılığı ve yatırımların geri dönüşünün alınacağı zaman açısından problem olabilmektedir.

Şahıs şirketleri hangi vergileri ödemekle yükümlüdür?

  • Gelir vergisi
  • Geçici vergi
  • Stopaj vergisi
  • Katma Değer Vergisi (KDV)
  • Damga vergisi




MYSOFT

Damga Vergisi Defteri ve Beyannamesi

Bilindiği gibi, 43 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliğine göre; damga vergisini makbuz mukabilinde ödemek zorunda olan kurum ve kuruluşlar belirtilmiştir. Buna göre; Katma Bütçeli İdareler, İl Özel idareleri ve belediyeler, Döner Sermayeli Kuruluşlar, Bankalar, Kamu iktisadi teşebbüsleri, Devlet ve kamu iktisadi teşebbüsleri iştirakleri, Bazı özerk kuruluşlar, Diğer kamu kurumları, ve anonim şirketler (merkez ve şubeleri ayrı ayrı), 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na tabi diğer mükellefler, Kolektif ve adi komandit şirketler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler.

Sürekli damga vergisi beyannamesi vermek zorunda olan mükellefler: bu mükellefler 43 seri no.lu tebliği de belirtildiği gibi her ay düzenli olarak (damga vergisi ödemesi çıkması halinde) beyanname vermek zorundadırlar. Ay içerisinde vergiye tabi işlem yok ise, dilekçe verilerek bu durum vergi dairesine bildirilebilir. [1]

Bankalar veya anonim şirketler tarafından merkezlerinin dışında şubelerinin bulunması halinde, şubelerin ilgili yerdeki şubenin bağlı olduğu vergi dairesine damga vergisi beyannamesi, ertesi ayın 20. Günü akşamına kadar verilir. Merkezin damga vergisi beyannamesi ise, merkezin bağlı bulunduğu yerin vergi dairesine verilecektir.

İsteğe bağlı olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti açtırılabilir. Bu gibi durumlarda, her ay damga vergisi beyannamesinin verilmesi zorunludur. Ay içerisinde damga vergisi ile ilgili ödeme doğmamış ise, durum bir dilekçe ile vergi dairesine bildirilebilir. Esasen dilekçe uygulaması da, fiilen kaldırılmamıştır.

Sürekli damga vergisi mükellefiyetine ait durumlarda yasanın 22. Maddesinin birinci fıkrası (b) bendi hükmüne göre isteğe bağlı olarak sürekli mükellefiyet kaydı açılması halinde bu mükelleflerin diğer ilişkili kişiler arasında düzenledikleri kağıtların damga vergisinin tümü izleyen ayın 20. Günü akşamına kadar beyannamesi verilir ve ödemesi 26. Günü akşamına kadar ödenir. Muamelenin karşı tarafına terettüp eden damga vergisi, ödemeyi yapacak tarafça kendisinden tahsil edilir. Müddeti içerisinde ödeme yapılmadığında ise damga vergisi cezaları, gecikme zamları ve faizleri sürekli mükellefiyete tabi olanlardan tahsil edilir.

Noterler tarafından 43 seri no.lu tebliğe göre düzenlenen ya da tasdik edilen kağıtların vergisi noterlerce tahsil edilir. Bunların beyannamesi noterlerce ilgili vergi dairesine beyan edilerek ödenir.

Genel bütçeli daireler ile kişiler arasında tanzim edilen ihale kararları haricinde ki kağıtların vergisi tabi oldukları ödeme şekline bakılmaksızın kişilerce, kağıdın düzenlenmesinden önce peşin olarak ödenir. Makbuzla ödeme kapsamında ki mükelleflerde bu uygulamaya tabidir.

Damga vergisi beyannamesi e-beyan şeklinde vergi dairesine verilecektir. Ödemeler de ise, beyannamenin verildiği ayın 26. Günü akşamına kadar yapılacaktır. 5281 sayılı yasa ile genel ödeme şekline gelmiş olan makbuz mukabili ödeme, aylık beyan veya kağıt bazında yapılacak bildirime istinaden gerçekleştirilecektir.

Damga vergisi ile ilgili kâğıtların izlendiği defter, damga vergisi defteri olup, bu defter 19 ve 20 seri no.lu damga vergisi genel tebliğine göre makbuz mukabilinde ödeme yapacak olanlar için tasdiki zorunlu bir defterdir. Bu defter, 1983 yılından beri kullanılmaktadır. Damga vergisi defteri, Maliye Bakanlığı ‘na verilen damga vergisi yasasının md. 29 hükmü ile 213 sayılı VUK mük. md. 257 hükmüne göre tanınmış yetki dahilindedir. Damga vergisi defterinin noterlere tasdiki zorunludur. Tasdike tabi bu defterin yetkili notere tasdik ettirmesi halinde, usulsüzlük cezası ile cezalandırılır. Damga vergisi defter üzerinde defterin sıra numarası, makbuz mukabili ödenecek vergiler, istihkaktan kesinti sureti ile ödenecek damga vergisi, işlemin matrahı vs. yer alması zorunludur. Damga vergisi defterinin her yıl tasdik yerine bitesiye kadar kullanılması devam olunabilir.


[1] Bkz. Danıştay 7. Daire, 22.09.1998, E: 1997/4006 – K: 1998/2973


 

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

 Azalan Bakiyeler Yöntemine Göre Amortisman Ayırma Örneği

Bilanço esasına göre defter tutan işletmeler, normal ve azalan bakiyeler yönteminden birini serbestçe uygulayabilmektedirler.

Amortisman ayırmada azalan bakiyeler yöntemi, hızlandırılmış amortisman yöntemi olarak da isimlendirilir.

Azalan bakiyeler yönteminde, yıllık amortisman tutarı, önceki yıllarda ayrılan birikmiş amortismanlar, varlığın maliyet değerinden düşülerek kalan değer üzerinden hesaplanmaktadır. Varlığın ekonomik ömrünün son yılında kalan değer, son yılda tamamen itfa edilir.

Azalan bakiyeler yöntemi, amortismana tabi duran varlıkların maliyetinin ilk yıllarda daha fazla, son yıllarda daha az tutarda yok edilmesini sağlar.

Bu yönteme ilişkin temel varsayım, duran varlıkların aktife girdiği ilk yıllarda daha fazla değer kaybına uğradıkları, sonraki yıllarda ise değer kaybının giderek azalan oranda gerçekleştiğidir.

Azalan Bakiyeler Yöntemine Göre Amortisman ayırma Örneği: (maliyeti 20.000 TL, faydalı ömrü 5 yıl)

1.yıl: 20.000x%40=8.000
2. yıl (20.000-8.000)x%40=4.800
3. yıl (20.000-8.0004.800)X%40=2.880
4. yıl (20.000-8.0004.8002.880)X%40=1.728
5 . yıl 20.000-8.0004.8002.8801.728)=2.592
Toplam amortisman: 20.000

Azalan bakiyeler yöntemine göre normal amortisman yöntemine ayrılması amortisman oranının iki katı esas alınmaktadır. Örneğin faydalı ömür beş yıl olduğu için normal amortisman yöntemine göre amortisman oranı 1/5=0,2 veya %20’dir. Azalan bakiyelerde bunun iki katını esas alıyoruz: %40. Ancak takip eden yıllarda önceki ayrılan amortisman tutarını amortismana tabi iktisadi kıymetin değerinden düşüp kalan tutara artırılmış oranı uyguluyoruz. Son yıl ise kalan tutarın tamamını amortisman tutarı olarak dikkate alıyoruz.

Azalan Bakiyeler Yönteminden Normal Amortisman Yöntemine Dönmek

Bilanço esasına göre defter tutan işletmeler, amortisman hesaplama yöntemlerinden birisini başlangıçta serbestçe seçebilirler. İşletmeler normal amortisman yöntemini seçtiklerinde, izleyen dönemlerde bu yöntemi değiştiremezler. Ancak başlangıçta azalan bakiyeler yöntemi seçildiğinde, izleyen dönemlerde normal amortisman yöntemine geçilebilmektedir.

Azalan bakiyeler yönteminden normal amortisman yöntemine geçilmesi halinde, duran varlığın henüz amorti edilmemiş kısmı, kalan amortisman süresine bölünmek suretiyle eşit tutarlarda amorti edilecektir.

Dr. Hasan AYKIN

vergidosyasi.com

10 Temmuz 2021 Cumartesi

 

İstirahat Raporu Nedir?

Çalışanın kaza geçirmesi, hastalanması gibi sağlık sorunu nedeniyle, doktor tarafından çalışanlara istirahat raporu verilebiliyor. Bu belge İş görmezlik belgesi olarak da tanımlanıyor. Raporda görülen iş görmeme sürelerinde işveren işçiyi çalıştıramıyor. Raporun süresi doktor tarafından belirleniyor ancak bazı yasal sınırlamalar bulunuyor. İşçinin raporlu olduğu sürelerde, iş yerine gelmek ya da çalışmaya devam etmek gibi zorunluluğu bulunmuyor.

İşçinin düzenli olarak istirahat raporu alması halinde, bu durum işverence hoş karşılanmayabilir. Raporlar üzerinde şüphe ile yaklaşım olabilir. İşçinin düzenli olarak aynı sağlık kuruluşu ve aynı hekim aracılığı ile tekerrür halinde istirahat raporu alması durumunda işveren, bu durumu takip edebilir.

İş Yeri Hekimi ve Aile Hekimi Rapor Süreleri

Çalışan, hastalık durumlarında iş yeri hekimine de başvurabilir. İstirahatli olması gerektiren durumlarda iş yeri hekimi işçiye en fazla 2 gün rapor verebiliyor.

Aile hekimleri ise rapor süresini tek seferde 10 gün verebiliyor. Aile hekimi eğer rapor sonunda “kontrol” notu belirtmişse, işçinin rapor bitiminden sonra tekrar istirahat etmesi gerekiyorsa, vereceği rapor yine en fazla 10 günü geçemiyor. Bu duruma göre, aile hekimi tek seferde en fazla 10 gün olmak üzere toplamda en fazla 20 gün rapor verebiliyor.

Bir işçi iş yeri hekimi ve aile hekimi dışındaki doktorlara muayene olması halinde ise, yine aile hekiminde olduğu gibi tek hekim, tek seferde en fazla 10 gün rapor verebiliyor. Ek olarak tek hekim yılda en fazla 40 gün rapor yazabiliyor. Tek bir hekimin, bir işçiye yıl içerisinde verdiği iş göremezlik raporu 40 günü aşmışsa, SGK 40 günü aşan rapor için işçiye iş göremezlik ödeneği ödenmesi için heyet raporu isteyebiliyor.

Heyet Raporları

Çalışanın daha ciddi ya da iyileşme süreci uzun olan sağlık sorunlarında, aile hekimi ya da tek hekimin verdiği raporlar yeterli gelmeyebilir. Bu durumda daha uzun süreli rapor alabilmek için birden fazla hekimin onayı gerekecektir. Bu raporlara heyet raporları adı veriliyor. Heyet raporlarının süresi en fazla 6 ay olup, hayati durumların söz konusu olması halinde bu süre uzatılabiliyor.

Rapor Nedeniyle İş Akdi Fesih Olur Mu?

4857 sayılı İş Kanunu, işçinin uzun süreli ve kesintisiz devam eden bir raporu varsa; raporlu olunan süresinin, işçinin ihbar süresini 6 hafta daha aşması durumunda, işverene sözleşmeyi geçerli nedenle feshetme imkânı tanıyabiliyor.

Bu durum 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I-(b) maddesi ile açıkça şu şekilde belirtiliyor; “…işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar.”

İstirahat Raporlu İşçinin Tatile Gitmesi Halinde İş Akdi Fesih Olur Mu?

Türk Borçlar Kanun’una (m. 396 Özen ve Sadakat Borcu) göre işçi, üstlendiği işi özenle yapmak ve işverenine karşı sadakatli olmak zorunda.  Bu durum raporlu olduğu dönemlerde de geçerliliğini koruyor. İşçinin, işvereninin güvenini kötüye kullanması, doğrulukla bağdaşmayan davranışlarda bulunması, işçinin sadakat borcunu ihlal etmesi sonucunu doğuruyor. Buna göre işçinin raporluyken tatile gitmesi işverenin güveninin kötüye kullanma, doğruluk ve bağlılığa aykırı bir davranış olarak sayılıyor.

Konu ile ilgili Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 06.07.2017 tarih ve 2016/17532 E ve 2017/12196 K kararında bu husus tartışılmıştı.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bir kararında, “işçinin güveni kötüye kullanması, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması nedeniyle iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, davacı işçinin kendisine sağlanan ücretsiz izin hakkını da suiistimal ederek, 8 aylık çalışma sürecinde 59 gün ücretsiz izin kullandığını, iş akışını ve proje düzenini bozduğunu, 17/08/2015 tarihinden itibaren 09/09/2015 tarihine kadar aralıksız olarak rapor aldığını, hastalık dolayısıyla rapor aldığı bu dönemde sosyal paylaşım sitelerinden birinde “herkese açık” olarak deniz kenarında tatil yaptığını gösterir fotoğraflar paylaştığını, davacının işi gereği yaptığı telefon görüşmelerinde ve ankette katılımcıya küfür ettiğinin tespit edildiğini belirterek, işçinin iş sözleşmesinin feshinin haklı nedenle yapılmasını yerinde görmüştür. Zira dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının istirahat raporu aldığı dönemde … iline gittiği ve orada plajda tatil kıyafetleri ile çekilmiş fotoğraflarını paylaştığı, dosya kapsamıyla sabittir. Bu durum, kullanılan istirahat raporunun gerçeğe aykırı olduğunun açık delili olup raporlu olduğunu bildiren işçinin raporun aksine tatile gitmesi doğruluk ve bağlılığa aykırı olup haklı fesih için yeterlidir.”

Sonuç olarak çalışanın raporluyken tatile gitmesi, işverenine karşı özen ve sadakat borcunu yerine getiremediği aynı zamanda dürüstlük ve bağlılığa uymayan bir davranış olduğu kabul edilmiş ve işverenin haklı nedenle yapmış olduğu fesih yerinde görülmüştür.

http://iskanunu.com/sizin-sorduklariniz/istirahat-raporu-nedir/

 



Çalışan İş Akdini Sağlık Sebepleri Nedeniyle Hangi Hallerde Feshedebilir?

Çalışan sağlık sebeplerine bağlı olarak, İş Yasası’nın 24/I maddesi kapsamında iki halde iş akdini feshedebilir.

- Bu kapsamda, çalışan iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa iş akdini bildirimsiz olarak derhal feshedebilir. Yargıtay kararları uyarınca, işyerinin özellikleri, işçinin çalışma koşulları, yaptığı işi, yaşı ve hizmet süresi bir bütün halinde dikkate alınıp, işçinin çalışmasına engel olabilecek bir rahatsızlığının bulunup bulunmadığının tespiti için tam teşekküllü bir Devlet Hastanesi, Adli Tıp veya Üniversite Hastanelerinden heyet raporu alınmalıdır.[

Keza Yargıtay 7.Hukuk Dairesi 23.02.2016 tarihli kararı ile de (2015/5651 E. 2016/4103 K.) işitme kaybı şeklindeki sağlık sorunları ve devamsızlığı nedeniyle iş akdini sonlandıran işçinin ilgili Kurum’a sevki sağlanarak, çalışanda oluşan işitme kaybının çalışma şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, çalışanın çağrı merkezinde çalışmasının işitme kaybı rahatsızlığını artırıp artırmayacağı ve rahatsızlığının çağrı merkezinde çalışmasına engel olacak nitelik taşıyıp taşımadığı ve iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılmasının işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olup olmadığı hususlarının bir raporla belirlenmesi gerektiği, bu sorulara olumlu yanıt alındığı takdirde işçinin iş akdinin feshinin haklı kabul edilerek kıdem tazminatına hak kazanacağının kabul edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

- Çalışanın sağlık sebepleri nedeniyle bir diğer haklı fesih gerekçesi ise; sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçisinin bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulması halidir. Örneğin, işyerinde Hepatit B hastalığı bulunan ve bunu bulaştırma ihtimali olan bir başka çalışanın, sürekli olarak görüştüğü ve hastalığı bulaştırma ihtimali olan diğer çalışanlar açısından bu durum sağlık nedenlerine bağlı haklı bir fesih sebebi kabul edilebilir.

Öte yandan, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca işveren tarafından tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer “işlerde” çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz.

İşveren Çalışan’ın İş Akdini Sağlık Sebepleri Nedeniyle Hangi Hallerde Feshedebilir?

İşverenin de sağlık sebepleri nedeniyle çalışanın iş akdini bildirimsiz olarak feshetme hakkı bulunmaktadır. İş Kanunu işveren açısından da sağlık sebepleriyle fesih hali için üç durum öngörmüştür.

- İşveren açısından sağlık sebepleriyle iş akdinin feshi; çalışanın kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi halinde mümkündür. Yargıtay kararları uyarınca, çalışan hastalık veya sakatlığa yol açan olayı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Çalışanın derli toplu olmayan yaşantısı ile içkiye düşkünlüğü de başlı başına fesih nedeni olmayıp, bu durumların, çalışanı hastalığa veya sakatlığa yöneltmesi ve buna bağlı olarak yukarıda belirtilen devamsızlığın gerçekleşmesi gerekir.

- Bir diğer sağlık sebebi nedeniyle işverenin bildirimsiz fesih hakkı ise çalışanın tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulu’nca saptanması halidir. Bu durumda çalışanın tutulduğu hastalığın tedavisinin bulunmamasının yanı sıra işyerinde çalışmasının sakıncalı olduğunun da sağlık kurulunca belirlenmesi gerekmektedir. Yargıtay tarafından da tam teşekküllü Sağlık Kurumu tarafından bu konuda uzman raporu alınması gerektiği kabul edilmektedir.

Öte yandan, Yargıtay tarafından, bu durumun sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi halinde dahi işveren tarafından kişinin çalışabileceği başkaca bölüm yahut pozisyon olup olmadığının da değerlendirilmek suretiyle, çalışanın iş akdinin feshinin bundan sonra düşünülmesi gerektiği kabul edilmektedir. Aksi halde çalışanın işyerinde çalışmasının sakıncalı olduğu sağlık kurulunca tespit edilse dahi, çalışanın işyerinde çalışabileceği başka bir pozisyon yahut bölüm bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden yapılan fesih işleminin, geçerli bir nedene dayanmadığının kabul edilmesi mümkündür.

Uzun Süreli Raporluluk Süresi Fesih Gerekçesi Sayılır mı?

Çalışanın uzun süreli raporlu olması hali de çalışanın iş akdinin bildirimsiz olarak feshi için haklı bir sebep kabul edilmektedir.

İş Kanunu uyarınca, hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre ihbar sürelerini altı hafta aşmasından sonra işverenin çalışanın iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı bulunmaktadır.

Bu doğrultuda, işveren çalışanın kesintisiz biçimde olan raporlu olma süresinin ihbar önelini 6 hafta aşması halinde yasadan doğan bildirimsiz fesih hakkını kullanarak çalışanın iş sözleşmesini feshedebilir. Ancak doğum ve gebelik hallerinde bu süre analık izninin bitiminden sonra başlar.

Sağlık Sebepleriyle Feshe Bağlı Olarak İspat Yükümlülüğü Kimdedir?

Sağlık sebepleri nedeniyle iş akdini fesheden işçinin sözleşmenin feshini gerektiren nedenlerin bulunduğunu ve iş akdinin feshinin haklı bir nedene dayandığını ispat etmesi gerekmektedir.

Benzer şekilde işveren tarafından çalışanın iş akdinin sağlık sebepleriyle feshi halinde de bu sebeplerin varlığının işveren tarafından ispat edilmesi gerektiği tartışmasızdır.

Sağlık Sebepleriyle Fesih İşleminde Tazminat Ödeme Yükümlülüğü Doğar mı?

Sağlık sebepleri nedeniyle çalışanın iş akdini fesheden işveren çalışanın iş akdini derhal feshedebildiğinden, ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü olmamakla birlikte çalışanın hizmet süresinin bir yılı aşmasına bağlı olarak kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü vardır.

Sağlık sebepleri nedeniyle iş akdini fesheden çalışanın da aynı şekilde işverene karşı ihbar öneli verme veya ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gibi iş akdinin haklı nedenle feshine bağlı olarak işverenden, hizmet süresinin bir yılı aşmasına bağlı olarak kıdem tazminatı talep etme hakkı bulunmaktadır.

Uzun Süreli Raporluluk Süreleri Hizmet Süresinden Sayılır mı?

Tarafları ilgilendiren bir diğer önemli husus da uzun süreli raporluluk halinde bu sürelerin hizmet süresinden sayılıp sayılmayacağı konusudur.

Düzenleme uyarınca, çalışanın bir defada (kesintisiz olarak) aldığı istirahat raporunun,  ihbar önelini altı hafta aştıktan sonraki süre, hizmet süresinden kabul edilmemektedir. Bu kapsamda, çalışanın hizmet süresine bağlı olarak belirlenen kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı vb. gibi hakları belirlenirken, çalışanın kesintisiz olan raporluluk süresinin ihbar önelini altı hafta aşan kısmı, çalışma süresinden sayılmayacaktır.

Sık Sık Rapor Almak Bir Fesih Gerekçesi midir?

Yargıtay tarafından çalışanın aralıklı sürelerle sık sık sağlık raporu alması halinde çalışanın işgörme ediminden faydalanılamayacağı ve bu nedenle devamsızlığının işyerinde olumsuzluklara yol açacağı kabul edilerek, bu durumun çalışanın iş akdinin feshi için geçerli bir neden teşkil ettiği kabul edilmektedir.

Bu halde, işveren tarafından çalışandan konuyla ilgili yazılı savunması alınması ve konuyla ilgili uygun savunma gerekçesi bulunmaması halinde, çalışanın sık sık rahatsızlanarak rapor alması geçerli fesih sebebi olarak kabul edilmektedir.

[1] Yargıtay 7. HD. 07.03.2016 tarih 2015/6045 E. 2016/5519 K. sayılı kararı 

www.erdem.av.tr

9 Temmuz 2021 Cuma

Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi ve Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması:

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/136

Konusu: 26 Temmuz 2021 günü sonuna kadar verilmesi gereken Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi ve Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin verilme ve ödeme süreleri ile 2 Ağustos 2021 (31 Temmuz 2021 tarihinin hafta sonu tatiline rastlaması nedeniyle) günü sonuna kadar verilmesi gereken 2021/Haziran dönemine ilişkin “Form Ba-Bs” bildirimlerinin verilme ve mezkûr tarihe kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma/imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme sürelerinin uzatılması

Tarihi: 8/7/2021

Sayısı: VUK-136/ 2021-4

1. Giriş:

Bakanlığımıza iletilen talepler doğrultusunda, Vergi Usul Kanununun mükerrer 28 inci ve mükerrer 242 nci maddesindeki yetkiye dayanılarak 26 Temmuz 2021 günü sonuna kadar verilmesi gereken Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi ve Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin verilme ve ödeme süreleri ile 2 Ağustos 2021 (31 Temmuz 2021 tarihinin hafta sonu tatiline rastlaması nedeniyle) günü sonuna kadar verilmesi gereken 2021/Haziran dönemine ilişkin “Form Ba-Bs” bildirimlerinin verilme ve mezkûr tarihe kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma/imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme sürelerinin uzatılması bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2. Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi ve Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması:

26 Temmuz 2021 günü sonuna kadar verilmesi gereken Katma Değer Vergisi,  Damga Vergisi ve Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 30 Temmuz 2021 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır.

3. Bildirim Formlarının Verilme Süresinin Uzatılması:

2 Ağustos 2021 (31 Temmuz 2021 tarihinin hafta sonu tatiline rastlaması nedeniyle) günü sonuna kadar verilmesi gereken 2021/Haziran dönemine ilişkin “Form Ba” ve “Form Bs” bildirimlerinin verilme süresi 6 Ağustos 2021 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır.

4. Elektronik Defterlerin Oluşturulma ve İmzalanma Süresi ile Elektronik Defter Beratlarının Yüklenme Süresinin Uzatılması:

2 Ağustos 2021 (31 Temmuz 2021 tarihinin hafta sonu tatiline rastlaması nedeniyle) günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme süresi 6 Ağustos 2021 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır.

Duyurulur.

Bekir BAYRAKDAR

Gelir İdaresi Başkanı

GİB

8 Temmuz 2021 Perşembe


Stok Defterinin Kullanıma Kapatılması Hakkında

 2021 vergilendirme döneminden itibaren “Stok Defteri” kullanıma kapatılmıştır. Söz konusu defterin 2021 yılında açılması mümkün değildir. 2020 yılı sonundaki “Dönem Sonu Mal Mevcudu” tutarınızı, 2021 yılı defterine “Dönem Başı Mal Mevcudu” olarak aşağıda belirtilen kayıt doğrultusunda kaydedilmesi gerekmektedir. “Muhasebe bilgileri" başlığı altında yer alan “gider ekle” menüsü tıklanarak “belge bilgisi” bölümünde belge türü "tevsiki zaruri olmayan gider" seçildikten sonra “gider kalemleri” bölümünde sırasıyla alış türü “normal alım”, gider kayıt türü “ticari mal alışı” ve gider kayıt alt türü “dönem başı emtia” seçilerek kayıt yapılması gerekmektedir. Emtia alış ve satışlarınızı “Stok Programı” aracılığı ile takip etmeyi tercih etmeniz durumunda Defter-Beyan Sistemi dışında Stok Programı kullanabilirsiniz

İthalat Muhasebesi, Gümrük Beyannamesinde Dikkat Edilecek Hususlar

İthalat Muhasebesi, Gümrük Beyannamesinde Dikkat Edilecek Hususlar

 İthalat; kısaca yurtdışında üretilen bir malın, mamulün gümrük sınırlarından geçerek yurtiçine sokulmasıdır. Bu yazımızda ithalat muhasebe kayıtları ve gümrük beyannamesinde muhasebe anlamında dikkat etmemiz gereken unsurlar üstünde duracağız. Vergi usul kanunu hükümlerine göre vergi numarası verilen her gerçek ve tüzel kişiler ithalat yapabilir. Bazı özel antlaşmalara dayanan ithalatlarda, kitap ve diğer yayınların ithalatında, T.C. Başbakanlık Müsteşarlığınca perakende satışına izin verilen malların ithalatında vs. ithalatlarda vergi numarası şartı aranmayabilir.
İlk defa ithalat yapacak işletmelerin Gümrük İdaresine kayıt olunması şarttır.
Kayıt olmak için gerekli Belgeler;
1-imza sirküleri.
2-Faaliyet Belgesi.
3-Ticaret Sicil Gazetesi.
4-Vergi Mükellefiyet Yazısı.
5-Vekaletname (temsil yoluyla işlem yapılırsa)
6-Yetkililerin Kimlik Sureti.
Konuyu Örnekle Anlatmaya Başlamadan Önce Üstünde Durulması Gereken Birkaç Önemli Nokta;
ÖNEMLİ-1: İşletme eğer peşin ithalat yapacaksa ithalat bedelini fiili ithalattan önce ihracatçının banka hesabına transfer yapıp ilgili bankadan transfer yazısı alırdı. Güncel mevzuata göre transfer yazısı almaya artık gerek kalmadı. İlgili banka 23 haneli Transfer ID numarasını mükellefe bildiriyor, mükellefte bunu gümrükçüsüne bildiriyor ve transfer Gümrükten ID numarasıyla takip ediliyor. Konu ile ilgili dikkat edilmesi gereken husus; transferin yapıldığı gün ile malın çekildiği gün arasındaki kur farkıdır. Eğer kur farkı lehte olursa ilgili hesaba alacak kaydedilip malın maliyetinden düşürülür. Aleyhte olursa borç kaydedilir mal maliyetine eklenir. Transferle ilgili yapılan hatalı işlemler dönem sonunda geçici vergi için değerlemelerde yanlışa sebebiyet vermemesi açısından önemlidir.
ÖNEMLİ-2:Gümrük beyannamesinin sol üst kısmında giriş tarihi vardır. Yani beyannamenin açılış tarihi vardır. Fakat muhasebe işlemi yaparken gümrük beyannamesinin kapanma tarihini baz alacağız. Çünkü kapanma tarihi ithalatın fiilen gerçekleştiği tarihtir. Örneğin; gümrük beyannamesi 31.03.2018 tarihinde açılmıştır fakat ithalat 03.04.2018 tarihinde fiilen kapanmıştır. Dolayısıyla muhasebe işlemini 03.04.2018 tarihini baz alarak yapacağız. ’’Form BA’’ yı da beyan ederken Nisan ayına ait matrah şekline beyan edeceğiz. Gümrük Beyannamesinin kapanıp kapanmadığını VEDOP tan ‘’https://uygulama.gtb.gov.tr/beyannamesorgulama/’’ adresinden kontrol edebiliriz.
ÖNEMLİ-3:Gümrük beyannamesinde teslim şekillerine de dikkat etmemiz gerekir. Bu konuda çok hata yapılıyor. Teslim şekillerinde FOB mu yazıyor CIF mı yada başka teslim şekilleri mi yazıyor dikkat etmemiz gerekecektir. Örneğin FOB yazıyorsa; ihracatçı sadece malın gemiye yükleninceye kadar masraflarını karşılar bu demektir ki navlun faturasını ya da sigorta masrafını ithalatçı ödeyecektir. Eğer CIF yazıyorsa bunun Türkçe kelime anlamı ‘’Mal Bedeli Sigorta ve Navlun’’ demektir. Bu teslim şeklinde satıcı CFR teriminde olan yükümlülükleri aynen üstlenmektedir. İthalatçı navlun vs. ödemeyecektir. Gümrük beyannamelerimizi dikkatli incelememizde fayda vardır.
ÖNEMLİ-4: İthalatta BA BS Formu; İthalatta işlemin gerçekleştiği tarih baz alınarak 5000 ve üzeri KDV matrahlarında BA bildirimine dahil edilecektir. Gümrük beyannamesinin KDV matrahı kısmı Form BA da beyan edilir. İthalat işlemlerinde satıcı firmanın kimlik numarası yerine ‘’1111111111’’ yazılır. Hatırlamakta fayda var; İhracat işlemlerinde ise vergi kimlik numarası yerine ‘’2222222222’’yazılır.
Bu konunun geneli için bir örnek Gümrük beyannamesi,birde maliyet tablosu paylaşmakta fayda vardır.
Şimdi ithalat maliyeti ve muhasebe kaydı ile ilgili örneğimize geçelim.
İthalatçı bir malın ithalatı için 22.11.2017 tarihinde malın değeri kadar olan 27.750 USD yurtdışına transfer yapmıştır. Kur:3,8190 TL dir.
------------------------------27.11.2017----------------------------------------------
159.VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI        105.977,25
159.02 Yurtdışı Satıcılar
159.02.001 I-TEX CO.
                                       102 BANKALAR                           105.977,25
   
  Yurtdışı transferi 27.2750 usdx3,8190
--------------------------------------------------------------------------------------------
04.01.2018 de malın ithalatına karar verilmiştir ve kur 3,7685 olmuştur.
Yani mal bedeli 27.750 USDx3,7685=104.575,88 olmuştur.
Transferin yapıldığı tarih 105.977,25 TL idi. Arada 1.401,37 TL kur farkı aleyhte olduğu için mal maliyetine eklenip borç kaydedilir.

İTHALAT BİLGİ FORMU

İTHALATÇI FİRMA
YZX ELEKTRONİK İLETİŞİM VE GIDA TİC. LTD. ŞTİ.
SATICI FİRMA
I-TECXXX CO.
GGB NO/SERİ NO
IM000555

İTHALAT TÜRÜ
PEŞİN
GGB TARİHİ/GİRİŞ TARİHİ
04.01.2018

KAPANIŞTARİHİ
05.01.2018
GÜMRÜK MÜŞAVİRİ
Z GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ






SR
ÜRÜN ADI
MİKTAR
TOPLAM DÖVİZ
DÖVİZ CİNSİ
KUR
TL TUT.
BİRİM FİY.
1
TELEVİZYON
50
27.750,00
USD
3,7685
104.575,88
2.091,52
TOPLAM
50
27.750,00


104.575,88
2.091,52

SR
MASRAF TÜRÜ
FİRMA
TUTAR
KDV
TOPLAM
1
Banka Masrafları
Banka
16,00

16,00
2
Kur Farkları
Banka
1.401,37

1.401,37
3
KDV
Banka

19.236,49
19.236,49

4
Damga Vergisi
Banka
78,50

78,50
5
Gümrükleme Bedeli
Z Gümrük
500,00
90,00
590,00
6
Ardiye Bedeli
X World
2.944,25
529,96
3.474,21
7
Nakliye Bedeli
ATC Nakliye
520,00
93,60
613,60
TOPLAM

5.460,12
19.950,05
25.410,17






SR
ÜRÜN ADI
TOP. MALİYET
MİKTAR
BR. MALİYET
1
TELEVİZYON
110.036,00
50
2.200,72
TOPLAM
110.036,00
50
2.200,72

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

İzleyiciler