2 Ağustos 2021 Pazartesi

Sahte Belge Düzenleyenler de 7326 Sayılı Kanun Hükümlerinden Yararlanabilirler!

 1.GİRİŞ

7326 Sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” 03/06/2021 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş, 09/06/2021 Tarih ve 31506 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış ve bu tarihte yürürlüğe girmiştir. Kanunun uygulamasına dair Genel Tebliğ ise 14/06/2021 Tarih ve 31511 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

Kanun ve Tebliğ hükümlerine göre, sahte belge düzenleyen mükellefler matrah ve vergi artırımında bulunmazlar. Bu kısıtlamanın kapsamı ve kısıtlama kapsamındaki mükelleflerin Kanun’un diğer hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacakları konusunda uygulamada yaşanan sorunlar bu yazımızın konusunu teşkil etmektedir.

2. SAHTE BELGE DÜZENLEME FİİLİNİN MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

2.1. Sahte Belge Düzenleme Yönünden Haklarında Rapor Bulunanlar:

7326 Sayılı Kanun’un 5. maddesi gereğince sahte belge düzenleyen mükellefler Kanun’un matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamazlar. Bu mükelleflerin kimler olduğu da 7326 Sayılı Kanun’un İlgili Genel Tebliği’nde açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre Kanunun yayın tarihi olan 09/06/2021 tarihinden önce vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından sahte belge düzenledikleri konusunda haklarında vergi inceleme veya vergi tekniği raporu düzenlenen mükellefler Kanun’un matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamazlar. Buna göre;

-09/06/2021 Tarihinden önce haklarında sahte belge düzenledikleri konusunda vergi inceleme veya vergi tekniği raporu düzenlenen mükellefler matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamazlar. Haklarında vergi inceleme veya vergi tekniği raporu bulunmayıp sadece tespit veya şüphe bulunan mükellefler Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Ayrıca 213 Sayılı VUK’nun 135. Maddesinde sayılanlar dışında, vergi incelemesine yetkili olmayanlar tarafından yazılan yazı veya raporlar da bu mükelleflerin matrah ve vergi artırımında bulunmasına engel değildir.

-Düzenlenen raporların dönemi ve kapsamının bir önemi bulunmamaktadır. Örneğin çok geçmiş bir tarihte örneğin hakkında sadece 2005 yılında sahte belge düzenleme raporu bulunduğu halde halen faaliyetine devam eden mükellef matrah ve vergi artırımı hükümlerinden faydalanamaz. Yine hakkında kısmi sahte belge düzenleme raporu bulunanlar da matrah ve vergi artırımından yararlanamazlar. Örneğin 2015 yılında sadece 1 adet sahte fatura düzenlediği tespit edilmiş olan mükellef de matrah ve vergi artırımından yararlanamaz.

-Haklarında düzenlenen bu raporları vergi yargısına konu eden ve bu fiilleri işlemedikleri yargı kararıyla kesinleşen mükelleflerin hakları saklıdır.

Dolayısıyla 09/06/2021 tarihinden önce sahte belge düzenledikleri konusunda haklarında vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenmiş vergi incelemesi veya vergi tekniği raporu bulunan ve bu raporların aksi yönünde kesinleşen yargı kararı bulunmayan mükellefler vergi ve matrah artırımı hükümlerinden faydalanamazlar.

2.2. 09/06/2021 Tarihi İtibariyle Vergi İncelemesi Devam Edenler:

7326 Sayılı Kanun’un 5. maddesi gereğince kanunun yayım tarihi olan 09/06/2021 tarihinden önce sahte belge düzenleme yönünden haklarında sahte belge düzenleme yönünden vergi incelemesi başlatılan ve bu tarih itibariyle vergi incelemesi devam eden mükellefler matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilirler. Ancak sözkonusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara ilişkin tahakkuk işlemleri bekletilecektir. Vergi incelemesi mükellefin sahte belge düzenleme fiilini işlemediği şeklinde sonuçlanırsa mükellefin matrah ve vergi artırımı bildirimleri geçerli olacak, sahte belge düzenleme fiilini işlediği şeklinde sonuçlanırsa matrah ve vergi artırımı bildirimleri geçersiz olacaktır. Ancak talepleri geçersiz kalan mükelleflerin Kanun’un yapılandırmaya ilişkin 2, 3 ve 4. Maddeleri hükümlerinden yararlanabilecekleri tabiidir.

2.3. 09/06/2021 Tarihinden Sonra Haklarında Rapor Düzenlenenler:

Bilindiği üzere sahte belge düzenleme suçu ve cezası 213 Sayılı VUK’nun 359. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre VUK’nun 359. Maddesinde sayılan fiilleri işleyenler hakkında aynı Kanun’un 367. Maddesi gereğince Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmaktadır. 7326 Sayılı Kanun hükümleri gereğince, matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında,  213 Sayılı VUK’nun 359. Ve 367. Maddesi kapsamında vergi incelemesi yapılabilecektir. Dolayısıyla mükellefler matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler bu fiiller yönünden vergi incelemesine muhatap olabileceklerdir. Yapılacak vergi incelemesi sonucunda sahte belge düzenledikleri tespit edilenler hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu yapılacaktır. Ancak matrah ve vergi artırımında bulunan bu mükellefler hakkında vergi tarhiyatı yapılmayacak ve vergi cezaları kesilmeyecektir. Bu mükelleflerin düzenlemiş oldukları belgeleri kullanan mükellefler de sahte belge kullanma fiili nedeniyle vergi incelemesine muhatap olabileceklerdir.

3. SAHTE BELGE DÜZENLEYEN MÜKELLEFLERİN KANUN’UN YAPILANDIRMA HÜKÜMLERİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Sahte belge düzenleme fiilini işleyen mükelleflerin 7326 Sayılı Kanun’un 5. Maddesinde hükme bağlanan matrah ve vergi artırımı hükümleri karşısındaki durumları yukarıda ayrıntılı olarak izah edilmiştir. Bu fiilleri işleyen mükelleflerin Kanun’un yapılandırmaya ilişkin hükümleri karşısındaki durumları ise bu bölüme konu edilmiştir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki; sahte belge düzenleyen mükelleflerin Kanun’un yapılandırmaya ilişkin hükümleri karşısındaki durumları diğer mükelleflerle aynıdır.

3.1. Sahte Belge Düzenleme Fiili Nedeniyle Kesinleşen Vergi Borcu Bulunan Mükellefler:

7326 Sayılı Kanun’un 2. Maddesi kesinleşmiş kamu alacaklarını konu etmektedir. Buna göre 213 Sayılı VUK’nun kapsamına giren kesinleşmiş vergi borçları bulunan mükellefler Kanun’un 2. Maddesi hükmünden yararlanabilirler. Buna göre mükellefler kesinleşmiş kamu alacaklarından kaynaklanan vergi aslının tamamı ile Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak tutarları ödemeleri halinde vergi aslına bağlı vergi cezaları ile gecikme faizi ve gecikme zamlarından kurtulabileceklerdir. Vergi aslına bağlı olmayan cezalarda ise %50 oranında yararlanabilirler. Bu düzenlemede mükellefler arasında bir ayrım bulunmamaktadır. Dolayısıyla sahte belge düzenleme fiili nedeniyle kesinleşen vergi borcu bulunan mükellefler de Kanun’un 2. Maddesi hükümlerinden faydalanabilirler.

ÖRNEK; Mükellef X Ltd. Şti.’nin 2011 yılında 2010 yılına ilişkin olarak vergi incelemesi yapılmıştır. İnceleme sonucunda 200.000-TL kurumlar vergisi tarh edilmiş ve kurumlar vergisi aslına bağlı 600.000-TL vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Kesinleşen bu vergi ve vergi ziyaı cezası için bugüne kadar 1.700.000-TL gecikme fazi ve gecikme zammı hesaplanmıştır. Dolayısıyla mükellefin karşı karşıya kaldığı vergi borcu toplamı 2.500.000-TL’dir. 7326 Sayılı Kanun’un 2. Maddesinden yararlanılması halinde mükellef vergi aslı olan 200.000-TL ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak tutarla muhatap olacak vergi ziyaı cezası ile gecikme faizi ve gecikme zammı terkin edilecektir.

3.2. Sahte Belge Düzenleme Fiilinden Kaynaklı Olup Dava Aşamasında Olan Vergi ve Cezalar:

7326 Sayılı Kanun’un 3. Maddesi gereğince Kanunun yayım tarihi itibariyle dava aşamasında olan vergi ve vergi cezaları için de yapılandırma hükümlerinden yararlanabilirler. Bunun için de mükellefler arasında bir ayırım bulunmamaktadır. Buna göre Kanun’un yayım tarihinden önce;

-Sahte belge düzenleme fiili nedeniyle adlarına tarh edilen vergi ve cezalara karşı Vergi Mahkemesinde dava açan mükellefler, davalarından feragat etmeleri halinde, vergi aslının yarısı ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak tutarla muhatap olacak vergi ziyaı cezası ile gecikme faizi ve gecikme zammı ise terkin edilecektir.

-Vergi Mahkemesi kararının mükellef lehinde olması, davanın istinafta olması ve davadan feragat edilmesi halinde, mükellef vergi aslının %10’u ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak tutarla muhatap olacak, vergi aslının %90’ı, vergi ziyaı cezasının tamamı ve gecikme faizi ise terkin edilecektir.

-Vergi Mahkemesi kararının mükellef aleyhinde olması, davanın istinafta olması ve davadan feragat edilmesi halinde, vergi aslının tamamı ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak tutarla muhatap olacak vergi ziyaı cezasının tamamı ve gecikme faizi ve gecikme zammı ise terkin edilecektir.

Dava aşamasında olan mükellefler ilgili diğer ayrıntılı açıklamalara gerek duyulmamıştır. Ayrıntılı bilgiler için Tebliğ hükümlerine bakılması gerekir.

3.3. 09/06/2021 Tarihi İtibariyle Haklarındaki Vergi İncelemesi Devam Edenler:

7326 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi gereğince Kanun’un yayım tarihi olan 09/06/2021 tarihinden önce haklarında vergi incelemesi başlatılan mükellefler, matrah ve vergi artırımı hükümleri saklı olmak kaydıyla Kanun’un yapılandırmaya ilişkin hükümlerinden yararlanabilirler. Kanun’un 4. Maddesi hükmü gereğince mükellefler haklarındaki inceleme sonuçlandıktan sonra ortaya çıkan vergi ve vergi cezaları üzerinden yapılandırma başvurusu yapabilirler. Bu durumda olan mükellefler vergi inceleme raporlarında yazılı vergi aslının yarısı ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak tutarla muhatap olacak vergi ziyaı cezası ile gecikme faizi ise terkin edilecektir. Dolayısıyla 09/06/2021 tarihi itibariyle sahte belge düzenleme yönünde vergi incelemesi devam eden mükellefler de vergi incelemesi sonuçlandıktan sonra yapılandırma hükümlerinden yararlanabilirler.

Örnek: X Ltd. Şti.’nin 2017 Yılı için 7326 Sayılı Kanun’un yayım tarihi olan 09/06/2021 tarihinden önce başlatılan vergi incelemesi halen devam etmektedir. Mükellef matrah ve vergi artırımı bildiriminde bulunmamıştır. İnceleme 31.01.2022 tarihinde sonuçlanmış ve inceleme sonucuna göre mükellefin sahte belge düzenlediği tespit edilmiştir. İnceleme sonucuna göre mükellef adına 300.000-TL kurumlar vergisi,  270.000-TL katma değer vergisi tarh edilmiş, kurumlar vergisi aslına bağlı olarak 900.000-TL, katma değer vergisi aslına bağlı olarak 810.000-TL, geçici vergi aslına bağlı olarak da 810.000-TL vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Bu vergi ve cezalar ihbarname ile mükellefe tebliğ edilmiştir. Hesaplanan gecikme faizi ise 600.000-TL’dir.

Mükellef, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle 30 gün içerisinde 7326 Sayılı Kanunun 4. Maddesi kapsamında yapılandırma talep etmesi halinde; kurumlar vergisinin %50’si olan 150.000-TL ve katma değer vergisinin %50’si olan 135.000-TL ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak tutarla muhatap olacaktır. Kurumlar vergisinin %50’si olan 150.000-TL, katma değer vergisinin %50’si olan 135.000-TL, 2.520.000-TL vergi ziyaı cezası ve 600.000-TL gecikme faizi ise terkin edilecektir.

4. SONUÇ:

Yazımızda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, 7326 Sayılı Kanun’un yayım tarihinden önce sahte belge düzenleme fiilini işledikleri konusunda haklarında vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen vergi inceleme veya vergi tekniği raporu bulunan mükellefler Kanun’un matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamazlar. Kanun’da bunun dışında herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Haklarında sahte belge düzenleme yönünden başlatılan vergi incelemesi devam eden mükellefler ile haklarında başlatılan vergi incelemesi bulunmayan mükellefler matrah ve vergi artırımı hükümlerinden faydalanabilirler.

Sahte belge düzenleme fiilini işleyen mükellefler Kanun’un yapılandırmaya ilişkin 2, 3 ve 4. Maddeleri hükümlerinden ise tıpkı diğer mükellefler gibi faydalanabilirler. Bu konu da herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Kanun’un yapılandırma hükümleri açısından sahte belge düzenleyen mükellefler ile diğer mükellefler arasında bir ayırım bulunmamaktadır.

Dolayısıyla “sahte belge düzenleyenler 7326 Sayılı Kanundan yararlanamazlar” gibi genellemelerin dikkate alınmayarak, mükellefin durumu Kanun hükümleriyle karşılaştırılarak değerlendirilmelidir.

03.08.2021-Kaynak: www.MuhasebeTR.com


Dış ticaret açığı temmuzda 4,3 milyar dolar

 

Ticaret Bakanlığı'nın öncü verilerine göre temmuzda dış ticaret açığı yüzde 52,5 artışla 4,3 milyar dolar oldu. Bakan Muş, 12 aylık ihracatın 201,5 milyar dolara yükselerek yeni rekoruna imza attığını açıkladı. 

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile Bakanlık Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında temmuz ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.

Temmuz ayı ihracatının geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 16,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyleyen Bakan Muş, "Söz konusu tutar, bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek temmuz ayı ihracatı" dedi.

Muş, 9 günlük Kurban Bayramı tatili dikkate alındığında iş günü bazında ihracat tutarının da oldukça yüksek olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Bu sayede ocak-temmuz dönemi ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 35 artışla 121,4 milyar dolara yükselmiştir. Yine pandemi öncesine göre kıyaslarsak 2019 yılı ocak-temmuz dönemine göre de ihracatımız yüzde 16,4 artış sağlamıştır. Son 12 aylık ihracatımız da 201,5 milyar dolara yükselerek yeni bir Cumhuriyet rekoruna imza atmıştır. İlk defa 200 milyar doları geçmiş bulunuyoruz."

İthalat, temmuzda 20,7 milyar dolar

İthalatın ise temmuz ayında yıllık bazda yüzde 17 artış ile 20,7 milyar dolar olduğunu açıklayan Bakan Muş, "Ocak-temmuz döneminde ithalatımız, 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 26 artışla 146,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş durumda" dedi.

7 aylık ticaret açığı 25,5 milyar dolar

Dış ticaret hacminin de 268,2 milyar dolara yükseldiğini belirten Muş, "Bir diğer önemli gösterge olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı, ocak-temmuz döneminde, geçtiğimiz yıla göre 5,6 puan artışla yüzde 82,7'ye çıkmıştır. Benzer şekilde, dış ticaret açığımız ocak-temmuz döneminde geçtiğimiz yıla göre yüzde 5 azalarak 25,5 milyar dolara gerilemiştir. İhracat tutarımız kadar, ihracata yönelen firma sayımızdaki artış da ihracatın tabana yayılması açısından bizleri sevindirmektedir. Ocak-temmuz döneminde ihracat yapan firma sayısı yüzde 10 artışla 80 bine yaklaşmıştır" diye konuştu.

18 sektör ihracatını artırdı

Geçtiğimiz ay 18 sektör ihracatını artırırken, 2 milyar dolarlık ihracatla Otomotiv sektörü ilk sırada yer aldı. En dikkat çekici artışın gerçekleştiği sektör ise geçtiğimiz yıla göre ih-racatını 709 milyon dolar artıran Çelik oldu. Türk bayrağını 213 ülke ve bölgede dal-galandıran ihracatçılar, 128 ülkeye ihracatını artırma başarısı gösterdi. Aralarında Yunani-stan ve Portekiz’in de bulunduğu 7 ülkede, aylık ihracat rekoruna imza atıldı.Otomotiv sektörü, İngiltere’ye ihracatını yüzde 63 yükseltti.  Çelik sektörü, İtalya’ya ihracatını 3’e katladı. İstanbul’un Yunanistan’a Kimyevi Maddeler sektörü ihracatı 7 katına çıkarak 80 milyon dolara ulaştı. 52 il ihracatını artırdı; Türk lirası ile açılan beyannamelere göre; 173 ülkeye toplam 4,6 milyar TL’lik ihracat gerçekleştirildi. Yılbaşından bu yana ilk defa ih-racat yapan firma sayısı da 10 bin 598 oldu.

Gülle: 5 sene içerisinde 300 milyar dolara ulaşacağız

TİM Başkanı İsmail Gülle "Son 14 yıldır 100 milyar dolar seviyelerinde olan ihracatımızda ilk defa 12 ayda 200 milyar doları geçtik. Böylece sadece 2021 yılı hedefimiz olan 184 milyar doları değil, 2022 hedefi olan 198 milyar doları da aşmayı başardık. Şimdi gözümüzü 2023 hedefine diktik. Mevcut yükseliş ivmemiz gösteriyor ki, en fazla 5 sene içerisinde 300 milyar dolarlık ihracata hep beraber ulaşacağız. Bunu başaracak altyapı ve tecrübeye fazlasıyla sahibiz.Bu anlamda bugün, Türk ihracatı için kritik bir eşiğin aşılmasıdır. Bugün Türk ihracatında, önemli bir dönüm noktasıdır.İhracatımızdaki güçlü artış, hem 2. çeyrekte ülkemizi güçlü bir büyüme rakamına ulaştıracak hem de cari açığın daha da azalmasını sağlayacak” değerlendirmesini yaptı.

 Dünya Haber Merkezi

2021/2. Geçici Vergi Dönemi İçin Uygulanacak Yabancı Para Değerleri

 Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği ve bu hükmün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.

Geçici vergi uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 217 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “3.1 Yabancı Paraların ve Yabancı Para Cinsinden Olan Borç ve Alacakların Değerlemesi” başlıklı bölümünde; değerlemenin T.C. Merkez Bankası’nca Resmi Gazete’de geçici vergi döneminin kapandığı tarih itibariyle yayımlanan  döviz  alış  kurları esas alınarak yapılacağı belirtilmiştir.

Ayrıca 283 no’lu VUK  Genel  Tebliğinde  belirtildiği  üzere, kasada  mevcut  yabancı  paralar  efektif  alış  kuru ile diğer kaydi paralarla dövizli borç ve alacaklar döviz alış kurları ile değerlenecektir.

217 Seri no.lu GVK Genel Tebliği ve 283 Seri no’lu VUK Genel Tebliği uyarınca; kasadaki mevcut yabancı paralar efektif alış kuru ile; Yabancı para cinsinden her türlü alacak ve borçlar ile yurt içi veya yurt dışındaki banka hesaplarında yer alan yabancı paralar döviz alış kuru ile değerlenecektir.

2021 Yılı İKİNCİ GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİ sonunda (30.06.2021) yapılacak değerlemeler için yabancı para değerleri aşağıdadır.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. Saygılarımla,

Yücel AKDEMİR

İSMMMO Başkanı

İRİM

 

DÖVİZ CİNSİ

 

DÖVİZ ALIŞ

 

EFEKTİF ALIŞ

1

ABD DOLARI

8 . 7052

8 . 6991

1

AVUSTRALYA DOLARI

6 . 5449

6 . 5148

1

DANİMARKA KRONU

1 . 3916

1 . 3906

1

EURO

10 . 3645

10 . 3573

1

İNGİLİZ STERLİNİ

12 . 0343

12 . 0259

1

İSVİÇRE FRANGI

9 . 4339

9 . 4197

1

İSVEÇ KRONU

1 . 0164

1 . 0157

1

KANADA DOLARI

7 . 0299

7 . 0039

1

KUVEYT DİNARI

28 . 7468

28 . 3156

1

NORVEÇ KRONU

1 . 0141

1 . 0133

1

SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ

2 . 3211

2 . 3037

100

JAPON YENİ

7 . 8516

7 . 8225

1

BULGAR LEVASI

5 . 2698

 

1

RUMEN LEYİ

2 . 0919

 

1

RUS RUBLESİ

0 . 11942

 

100

İRAN RİYALİ

0 . 02061

 

1

ÇİN YUANI

1 . 3402

 

1

PAKİSTAN RUPİSİ

0 . 05448

 

1

KATAR RİYALİ

2 . 3376

KAYNAK: T.C. Merkez Bankasınca 29.06.2021 tarihinde ilan edilen, 30.06.2021 Tarihli gösterge kurları (T.C.M.B. Bülten No: 2021/122)

İSMMMO

1 Ağustos 2021 Pazar

Birden Fazla İş Kazasına Uğrayanlara SGK Nasıl Maaş Bağlar?

 İş kazasına uğrayan işçi (4/1-a) sigortalılarına yaş, prim, sigortalılık süresi gibi herhangi bir şart aranmaksızın kendilerine gelir bağlanmaktadır. Sigortalının ölümü hâlinde ise hak sahiplerine ölüm geliri bağlanmaktadır.

Okuyucularımızdan gelen sorulardan hareketle özellikle birden fazla iş kazasına uğramış olanlara SGK tarafından nasıl gelir bağlanacağı konusu bu yazımız kaleme alınmıştır...

SİGORTASIZ ÇALIŞTIRANLAR DA FAYDALANABİLİR?

İşçilerin, iş yerinde bulundukları esnada başlarına herhangi bir olay gelmesi hâlinde iş kazası sayılmaktadır. Bu nedenle bir işverene bağımlı olarak ücretli çalışan işçilerin sigortaları yapılmamış olsa bile iş yerinde geçirdikleri kaza iş kazası sayılmaktadır.

İş kazalarının hem işverenlerce hem de sağlık hizmeti sunucularınca SGK’ya bildirilmesi gerekmektedir.

İşveren iş kazasını bildirmezse kendiniz yazacağınız bir dilekçe ile SGK’ya iş kazası şikâyetinde bulunabilirsiniz. Sigortasız çalıştırılan işçi iş kazası sonucu ölmüş ise hak sahipleri hak arama yollarına başvurabilir.

BİRDEN FAZLA KAZAYA MARUZ KALMA

Sigortalının yeniden bir iş kazasına uğraması hâlinde, meydana gelen engellilik hâllerinin bütünü göz önüne alınarak kendisine, sürekli iş göremezliğini doğuran son iş kazası sırasındaki kazancı üzerinden gelir hesaplanacaktır. Ancak sigortalının son iş kazası sırasındaki günlük kazancına göre bulunacak gelirinin, hesaplanan ilk gelirinden az olması hâlinde sigortalının sürekli iş göremezlik gelirinin ilk kazanç üzerinden ödenecektir.

MESLEKTE KAZANMA GÜCÜNDEKİ KAYIP ORANLARI

Birden fazla iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan sigortalıların dosyası her olay için tespit edilen meslekte kazanma gücü kaybı oranı ile ilgili birleştirme kararı alınmak üzere SGK sağlık kuruluna gönderilerek, anılan kurul kararına göre belirlenen birleştirilmiş sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden gelir hesaplanacaktır.

SGK (5510 S.) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iş kazasına uğrayan sigortalının kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başka bir iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması hâlinde gelir hesabı birleştirilmiş sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden belirtilen şekilde yapılacaktır.

SSK DÖNEMİNDE BAĞLANMIŞ GELİRLER

SSK (506 sayılı kanuna göre) döneminde bağlanan gelir veya aylıklardan, ilk hak edilen gelir veya aylık dışında sonradan bağlanacak gelir ve aylıklar için alt sınır aylığına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı, aynı anda birden fazla gelir veya aylığın hak edilmesi hâlinde ise yüksek olanın ilk hak edilen gelir veya aylık olarak esas alınacağı öngörülmüştür.

2008/EKİM AYI ÖNCESİ VE SONRASINA GÖRE İŞLEMLER

4/1-a (SSK) sigortalıları için SGK (5510 s.) Kanunun yürürlük tarihi olan 2008/Ekim ay başından itibaren iş kazası ve meslek hastalığı sigortasında, sürekli iş göremezlik geliri veya ölüm gelirinin hesaplanmasında, günlük kazancın hesabına giren son takvim ayı bu tarihten sonra olanlara kanun hükümlerine göre gelir bağlanacağından, SSK (506 sayılı) Kanunun ilgili hükümleri (A/S) uygulanmamaktadır.

Sürekli iş göremezlik geliri bağlanan sigortalının ikinci bir iş kazası geçirmesi hâlinde gelirler arasında (mukayese indirimler ve artırımlar uygulanmadan yapılacağından) mukayese yapılarak en fazla ödemeye imkân veren gelir üzerinden ödeme yapılması gerekmekte olup, birleştirilmiş SİD üzerinden hesaplanan gelirin son takvim ayının 2008/Ekim ay başı sonrası olması hâlinde sürekli iş göremezlik geliri kanuna göre hesaplanarak 506 sayılı Kanunun ilgili hükmü (A/S) uygulanmayacaktır. Ayrıca, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bir/birden fazla iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan sigortalıların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması ve her bir olayla ilgili farklı kusur oranları belirlenmesi durumunda en yüksek kusur oranı üzerinden işlem yapılacaktır.

          ***

“Bugünün başarıları, dünün imkânsızlarıydı.” R.H. SCHULLE

(Kaynak: İsa Karakaş / Türkiye Gazetesi | 02.08.2021)

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

İzleyiciler